Yılmaz Özdil yazıları her geçen gün daha da komik bir hal alıyor. Bugün yazdığı yazıda da sırf Başbakan’a laf çakmak için saçma sapan konulara girip kendisini rezil etmiş. Denize düşen yılana sarılır derler ya, o da öyle işte. Kendisi için Facebook ve Twitter yazarı derim ben. Çünkü yazdıkları şeyler araştırma yapmayı sevmeyen ya da bilmeyen insanlar için “Offf ne çaktı be” dedirten cinstendir. Gaza gelip paylaşırlar ve böyle yayılır Yılmaz Özdil yazıları.
Önce biraz Şükrü Saracoğlu’nun pek bilinmeyen taraflarını yazayım. Şükrü Saracoğlu’nun başbakanlığı döneminde “Varlık Vergisi” adında çıkan bir vergi var. Bu vergi, sermayeyi Türkleştirmek için azınlıklara yapılan baskıların mali olarak uygulanması anlamına geliyor. Bu vergiyi ödeyemeyen ya da ödemeyi kabul etmeyenler Aşkale’ye çalışma kamplarına gönderildi. Bu kamplarda 21 kişi hayatını kaybetti. Öldüler ya da öldürüldüler, bilinmiyor. Dikkatinizi çekmek isterim, bu olay en az Roboski kadar elim bir olaydır. Şükrü Saracoğulu’nun konu ile ilgili söylediği “Bu memleket tarafından gösterilen misafirperverlikten faydalanarak zengin oldukları halde ona karşı bu nazik anda vazifelerini yapmaktan kaçınacak kimseler hakkında bu kanun, bütün şiddetiyle uygulanacaktır.” bu söz Şükrü Saracoğlu’nun ırkçı yönünü ortaya koyuyor.
Aynı Saracoğlu 23 Şubat 1932’de oynanan ve büyük bir kavganın yaşandığı maçtan sonra Fenerbahçeli futbolcuları hapisten kurtardı. Kendisine bu olaydan sonra başkanlık teklif edildi ve o da kabul etti. Yine o dönemki bir başka olay Fenerbahçe’nin saha problemi idi. Saracoğlu bunun da çözümünü buldu ve çıkardığı bir yasa ile sahanın sahibi olan takımı bir anda ortadan kaldırdı. Milli Emlak’ın arazisi olduğundan bir bedel ödenmesi gerekiyordu. Şükrü Saracoğlu da bu bedeli 1 lira olarak gösterdi ve sahayı Fenerbahçe’ye verdi.
Yılmaz Özdil’in örnek gösterdiği adam, böyle bir adam. Belki oğluna bedava bilet aldırmak istememiş ama koskoca araziyi peşkeş çekebilmiş. RTE Fenerbahçe’yi küme düşmekten kurtarmış, Saracoğlu da futbolcuların hapse girmesini engellemiş. Çok da benziyorlar aslında düşününce…