Yaklaşık 11 aydır Samsung Galaxy S2 kullanıyorum. Daha önceki Samsung deneyimim başarısız sonuçlanmıştı ancak firmanın yapmış olduğu atılımlar sayesinde hem diz üstü bilgisayarını hem de telefonunu gönül rahatlığı ile kullanabilirim diye düşünmüştüm.
Bilgisayar konusunda sıkıntı yok. Bugüne kadar hiçbir şekilde çekindiğim problemleri yaşamadım. Isınma, donma, takılma ya da herhangi bir şey olmadı.
Aslında Android işletim sistemli S2 ile de bir problemim yoktu. Ancak bazı saçma sapan şeyler yaşıyorum ki bu beni ciddi anlamda Android’den soğutuyor.
Bir anda bir bakıyorum telefonum kapanmış mesela. Neden olduğunu bilmiyorum. Henüz çözemedim. Belki de arka planda çalışan bir uygulama yüzünden ya da başka bir sebebi var. Ama sonuçta telefonum durduk yere kapanıyor bazen. Hakikaten sinir bozucu.
Uygulamalar IOS’ta olduğu gibi “kaliteli” değil. Her uygulamayı kastetmiyorum tabii ki ama birçok uygulama sebepsiz yere çöküyor ve kapanıyor.
Güncelleme konusu çok amatörce ve sinir bozucu. Daha geçtiğimiz yıl dünyanın en iyi telefonu seçilen S2, bu yıl henüz jeally bean dediğimiz güncellemeyi dahi almadı. Cihazlar ve işletim sistemi arasında bir senkronizasyon sorunu var. Her cihaza aynı anda güncelleme gelmiyor. Bir markanın farklı cihazlarına aynı anda güncelleme gelmiyor mesela. IOS’ta bu işin kalitesinden bahsetmeme gerek yok sanırım.
Android’in benim işime gelen tek tarafı Google ile eş zamanlı olması. Birçok kişinin olduğu gibi benim de hemen her şeyim internet üzerinde Google’a emanet. Mailler, sanal sürücüm, fotoğraflarım, takvimim, dinlediğim müzikler, takip ettiğim bloglar vs her şeyim onda. Bu kadar hayatıma entegre olan bir servisle eş zamanlı çalışan bir işletim sistemimin olması beni mutlu ediyor ve işimi kolaylaştırıyor.
Android, benim gözümde hızlı ama sürekli donma ve çökme problemi olan bir sistem gibi görünürdü kullanmadan önce. Kullandıktan sonra aslında sanıldığı gibi hızlı olmadığını da anladım. Kötü bir telefonda da deneyimlemedim Android’i. Gayet iyi ve yüksek donanıma sahip bir cihazım var ve bu cihazda bile Android bana hızlı bir kullanım sunamıyor, donuyor ve çöküyor.
Tablet konusunda ise düşüncelerim Galaxy Note 10.1 ‘i görünce değişti. Daha önceki Android tabletleri, Android telefonların sadece büyük ekranlısı olarak düşünüyordum, ki öyleydi de. Bir gün tablet alırsam bu iPad olacak diye düşünüyordum. Ancak Galaxy Note 10.1 ‘i görünce fikrim gerçekten değişti. Gerçek anlamda tablet, bana göre Galaxy Note 10.1’dir.
Uzun lafın kısası, 11 aylık Android deneyimimden çok da memnun kaldığımı söyleyemeyeceğim. Ancak Note 10.1 ‘in de hakkını vermek gerekiyor. Sanırım bir sonraki tercihim iPhone olacak. Eğer iPhone olmaz da yine Android olursa, bunun tek sebebi de Google ürünleri olacaktır.
Android konusunda ben de iyimserliğimi kaybettim, aradan bunca zaman geçmesine rağmen bazı önemli noktalarda ne google’dan ne de üreticilerden bir hamle gelmedi. Marketin çöplükten farklı olmaması, rehber başta olmak üzere bir çok default özelliğin hala oturmamış olması, uygulamaların bellek yönetiminin felaket olması (ki senin yaşadığın problemde bundan kaynaklı olma ihtimali yüksek) güncellemelerin ve romların sıkıntılı olması v.b. bir çok şey ilk günden beri aynı. Apple ve Microsoft gibi ürününe sahip çıkamıyor google ve eleştirmeye bile kalktığında şakşakçıları tarafından susturulmaya çalışıyorsun. IPad kullanan biri olarak pad kararını da bence android’den yana verme, bir kaç aydan sonra sıkıntılar çıkacağından hiç şüphem yok.
Benim atladığım noktaları sen çok güzel belirtmişsin aslında. Market gerçekten çöplükten farksız. Ayrıca dediğin gibi rehber de tam olarak oturmamış. Google Contacts ile telefon rehberi gerçekten iç içe girdi ve pek de kullanışlı değil.
Pad kararımı tekrar düşüneceğim ama Galaxy Note 10.1 resmen al beni diyor 🙂 Nasılsa zamanım var pad için. İyice düşüneceğim. Sıkıntılar çıkarma ihtimali yüksek çünkü.
kararını iPad’den yana kullanırsan, pişman olmazsın Berkan 🙂
İnşallah 🙂
Galaxy Note 2 i alinca tum dertlerin sona erecek 😉
Kocaman telefon mu olur Allah aşkına 🙂