Temmuz ayının başında hızlı bir kararla Bozcaada’ya gittim. Genelde son dakikacı olduğum için yine çok plan yapmadım 🙂 Bence planlı olduğu zaman pek de tatlı olmuyor. Sadece daha öncesinde Twitter’da Bozcaada’da nerede kalırım? diye sormuştum. Gelen cevaplar pek uymadı bana yine de güzel fikirler verdi.
Ben bu yazıda hem Bozcaada’daki günlerimin nasıl geçtiğinden hem de Bozcaada’nın kendime göre artıları ve eksileri neler, nerede kalınır, nereye gidilir, nerede ne yenir gibi soruların cevaplarından bahsetmek istiyorum.
Neden Bozcaada’yı Tercih Ettim?
Daha önce gitmemiştim ve çok da merak ediyordum. Hem biraz sakinlik hem de farklılık aradığım için tercihim orası oldu. İyi ki de olmuş. Çok sevdim ve 8 gecemi orada geçirdim 🙂 Hem tatil yapabildim hem de kalabalıktan uzak, sessiz sakin bir ortamda kendimle baş başa kalabildim. İnsanın ihtiyacı olabiliyor buna. Bu dönemde işimi de aksatmadım. Bu da bir avantaj oldu tabii.
Bozcaada’da imar izni yok. Dolayısıyla şu anki yapısı pek de bozulacak gibi değil. Bu yüzden bile tercih edilir diye düşünüyorum. Ben kendi adıma çok beğendim ve sanıyorum bu yaz bir kez daha gidip daha uzun kalacağım gibi duruyor.
Bozcaada’ya Nasıl Gittim?
Bozcaada’ya arabayla gittim ve iyi ki de öyle yapmışım. İmkanı olanın da arabayla gitmesini tavsiye ederim kesinlikle. Hatta orada harcayacağınız zaman + taksi parasını düşününce araba ile gitmek gerçekten ucuza gelebilir ve kısıtlı günlerinizi verimli şekilde değerlendirebilirsiniz. Bu tarz şeylerde istesem de istemesem de mühendis kafası ağır basıyor 🙂
Bozcaada’ya ulaşmak için Geyikli’den kalkan feribota binmelisiniz. Ben İstanbul’dan gittiğim için direkt İstanbul – İzmir otoyolunu kullanarak Bursa üzerinden Susurluk’u geçtim ve Balıkesir – Edremit yolunu kullanarak Edremit’e, buradan da İzmir – Çanakkale yolunu kullanarak Geyikli’ye ulaştım. Osmangazi Köprüsü’nü kullanarak gittim. Normal şartlarda bu yolculuğu Pendik – Yalova feribotunu kullanarak Yalova üzerinden gerçekleştirirdim ama gece saatlerinde Pendik – Yalova arası feribot çalışmıyor maalesef. Ben bir önceki günden uykusuz olduğum için gece yola çıkıp riske atmadım kendimi, sabah çıktım ancak bu sefer de TEM trafiğine takılabiliyorsunuz. Bu arada yola gece çıkmalısınız çünkü Geyikli’ye sabah ne kadar erken varırsanız o kadar iyi 🙂 çünkü geç kalırsanız çok uzun bir feribot kuyruğuna girmek zorundasınız ve gidişte maalesef rezervasyon yok. Sanırım daha önceki senelerde varmış. Normalde İstanbul’dan ortalama 5 – 5.5 saat arası sürüyor Geyikli’ye varmak. Oradan da eğer sıra beklemezseniz 30 dakika sürüyor Bozcaada’ya ulaşmak. Bu arada eğer benim gibi yakıt aldığınız benzin istasyonunu değiştirmek istemiyorsanız Altınoluk’ta yakıt deponuzu yeniden doldurmanızı tavsiye ederim. Çünkü o bölgede sadece orada tüm istasyonlar mevcut.
Bozcaada’dan dönüşünüz belliyse kesinlikle Gestaş’tan rezervasyon yaptırın. Belli değilse de muhakkak belirleyin çünkü rezervasyonsuz dönmeye kalkarsanız büyük işkence yaşayabilirsiniz. Ayrıca dönüşte İzmir – Çanakkale yolu arasında Küçükkuyu’ya varmadan çok güzel bir manzara kafe var. Muhakkak uğrayıp manzaraya karşı gözleme yiyin 🙂
Bozcaada’da Nerede Kaldım?
Bozcaada’ya ne için gittiğiniz ve araç ile gidip gitmediğinize göre değişecek bir karar bu. Eğer araçsız gittiyseniz merkezde kalmanız gerekecek. Eğer araçla gittiyseniz zaten çok küçük bir ada ve her yer çok yakın. İster merkezde, isterseniz de merkezden uzakta kalabilirsiniz. Her plaja ya da gün batımına zaten araçla gitmelisiniz. Ben sakinlik istediğim için merkezden uzakta yer alan bir yer olan Karina Vineyard House‘ta kalmayı tercih ettim. Eğer yer bulabiliyorsanız kesinlikle öneririm. Güzel bir manzarası, temiz odaları, sakin ve huzurlu bir ortamı, lezzetli bir mutfağı ve her anlamda kolaylık sağlayan bir işletmesi var. Adalı bir ailenin işletmesi zaten. Ada hakkında özel bilgileri seve seve alabileceğiniz insanlar. Orada insanlar arasında işletmelerin adalı ve adalı değil olarak ikiye ayrıldığını gördüm bu arada. Adalı işletmeler daha sevecenler diğerlerine göre, buna eminim.
Bu arada ben işimden ötürü kalacağım yerde de çok vakit geçireceğim için kendime göre bir yer tercih ettim ama siz sadece uyuyup uyanmalık bir yer olarak düşünüp daha sıradan ve özellikleri az bir yeri de düşünebilirsiniz.
Bozcaada’da kaldığım Karina Vineyard House’un bir bölümü. Karina Vineyard House’a ait bağ. Karina Vineyard House’un bahçesinden akşam manzarası. Karina Vineyard House’un bahçesinden güneşin bulutların arkasından batışı.
Bozcaada’da Neler Yedim?
Diyet yaptığım için programımı bozmamaya gayret ettim ve başardığımı da düşünüyorum 🙂 Sabah kahvaltılarımı Karina’da Dilek Hanım’ın mutfağında yaptım. Oldukça da lezzetli ve benim için yeterli kahvaltılardı. Her gün farklı bir börek yemek güzeldi 🙂 2 öğünü geçmeyecek şekilde planlamıştım yeme düzenimi, başardım da.
Merkezde yer alan ve güzel köfteleri olan Köftehor‘u öneririm. Genç, sevecen ve müşterilerini memnun etmek için çaba gösteren bir ekip. Ben çok beğendim ve sanıyorum 4 ya da 5 akşam yemeklerimi hep orada yedim. Fiyat olarak da adaya göre bence gayet uygun.
Ben yemedim ancak yine merkezde yer alan ve ev yemekleri yapan yerleri arkadaşlarım hiç önermemişti, ben de tüketmedim açıkçası. Ayazma Plajı’nda yer alan Vahit’in Yeri manzara ve ambiyans olarak fena olmasa da lezzeti damak çatlatan cinsten değildi açıkçası.
Manastır‘ı tavsiye ederim bu arada. Güzel bir ortamları var. Lezzet olarak üst seviyelerde değil ama manzara ve ambiyans olarak sevdiğim bir yer oldu.
Akşam alkollü mekan olarak kaldığım yerin de önerisiyle merkezdeki Yakamoz’u tercih ettim. Yakamoz Eski Liman’da yer alıyor. Son gün arkadaşım Şahin de gelmişti, beraber keyifli bir akşam geçirdik. Yakamoz’daki çalışanlar da samimi ve işlerinde iyilerdi. Güzel mezeleri olduğunu söyleyebilirim. İstanbul standartlarına göre yüksek bir hesap geldi tabii ama adanın geneli böyle. Burası bir nebze daha insaflı diyebilirim ama 🙂 O akşamın en güzel hediyesi de Yakamoz’da Feridun Düzağaç ile karşılaşmak olmuştu benim adıma.
Bozcaada yeme içme anlamında bence gereksiz pahalı bir yer. Özellikle adalı olmayan işletmelerin daha pahalı olduğunu söyleyebilirim. Sanırım Bozcaada’da hoşlanmadığım tek şey bu oldu.
Bozcaada’da Gün Batımı
Bozcaada’da gün batımını izlemek harika bir olay. Herkesin gittiği ve rüzgar güllerinin olduğu yerden izlemek de güzel, başka yerlerden de. Ben kalabalık seven bir insan olmadığım için merakımdan rüzgar güllerine gidip oradan izledim ilk önce. Taşlı ve çok çok kötü bir yolu var ve bence aşırı kalabalıktan ve tozdan rahatsız da olabilirsiniz. Giderken yanınızda şarabınızı, piknik sepetinizi ve sandalyelerinizi almayı unutmayın tabii. Decathlon sponsorluğunda gün batımını izleyebilirsiniz. 🙂
Ben merakımı giderdikten sonra kaldığım yere “Burada gün batımını başka nereden izleyebilirim?” diye sordum. Onlar da bana Göztepe’yi söylediler. Ben de size gün batımını Göztepe’den izlemenizi tavsiye ederim. Adanın sadece gün batımını değil, her noktasını izleyebileceğiniz harika bir yer.
Bozcaada Plajları
Bu konudaki bilgileri çok daha detaylı bulabileceğiniz yerler mevcut çünkü benim plaj tercihim biraz daha farklı oldu. Genelde batı tarafı çok tercih edilmez aşırı rüzgarlı olduğu için ancak oranın da sakin yerleri var 🙂 Yerel bir rehberden bu bilgileri almak güzel oluyor. Araçla gitmeyeceğiniz, motosikletle gidebileceğiniz, bağların arasından geçeceğiniz güzel plajlar var.
Genel olarak en çok gidilen yerler Akvaryum ve Ayazma tabii. Ben genelde Ayana’da yüzdüm. Daha sakin ve işletme olmayan bir yeri tercih ediyordum. Sulubahçe, Habbele ve Beylik plajları da yine ilgi gören yerlerden. Çayır Plajı denize girmek için değil ama fotoğraf çekmek ve yalnız kalmak için güzel bir plaj diye düşünüyorum. Zaten adada birçok noktada aracınızı çekip direkt denize de girebiliyorsunuz. İlla plaj olmasına da gerek yok. Ayazma ve Ayana arasında böyle noktalar mevcut.
Bozcaada’nın güneşi fena bu arada. Güneş kremlerinizi muhakkak kullanın çünkü rüzgarın altında yandığınızı hissetmeyebiliyorsunuz. Sonra Bepanthol en kıymetli dostunuz olabiliyor. Ben ucuz atlattım 🙂
Bozcaada’da Dikkat Etmeniz Gereken Önemli Konular
- Araçla gittiyseniz eğer otopark konusunda sıkıntı yaşama ihtimaliniz var. Tavsiyem aracınızı Yel Değirmenleri’nin yanındaki ya da Jandarma’nın karşısındaki otoparka bırakıp merkezde o şekilde hareket etmeniz. Otoparklar ücretsiz bu arada. Sanırım sadece kalenin yanındaki otopark ücretli.
- Eğer merkezden hava kararırken dönüyorsanız, gün batımından dönen araçlara oldukça dikkat edin. Bazıları sarhoş olabiliyor. Genelde konvoy şeklinde dönmek zorunda kalıyorlar. Haliyle kalabalık oluyor ve bazı dengesizler sollamaya yapmaya çalışıyorlar. Bozcaada’nın yolları aşırı geniş değil. Yavaş ve dikkatli gitmelisiniz.
- Akşam araç kullanıyorsanız kesinlikle yola çok dikkat edin. Çünkü merkezden uzakta kalan bazı insanlar gece yürüyüşe çıkabiliyor ve bir kaldırım da olmadığı için yol kenarından yürüyorlar. Tehlikeli bir durum oluşuyor.
- Aracınızla ara sokaklara girmemeye gayret edin. Kapanlar olabiliyor bazılarında. Durduk yere lastiklerden olmayın.
- Araçla giderseniz sabah erken saatlerde Geyikli’de olmayı tercih edin. Dönüşte de muhakkak rezervasyon yaptırarak dönün.
- Saat gece 00.00 olduğunda işletmeler kapanıyor. Kendi eğlence planınızı da buna göre yapmalısınız. Bozcaada çok gürültülü bir yer değil normal şartlarda 🙂
- Covid-19’dan ötürü hem Geyikli’de hem de Bozcaada’da maske takma zorunluluğu var. Muhakkak maskenizi takın. Hem jandarmalar hem de görevli memurlar sürekli uyarıyor bu konuda. Para cezası da uygulanabiliyor.
- Adanın havası serin ve rüzgarlı ve hava akşamları daha güzel soğuyor 🙂 Yanınıza bir rüzgarlık ve sweat almanızı tavsiye ederim.
- Adada çok fazla sinek var bu sene. Anladığım kadarıyla belediye de çok uğraşıyor ama bu sorunu çözememişler sanırım. Yanınıza sinek savar tarzı sürülebilir şeyler alabilirsiniz.
- İzmir – Çanakkale yolunda Küçükkuyu’dan sonrası bir müddet dar, virajlı ve yol çalışmasının olduğu bir bölümden oluşuyor. Bu bölümde lütfen dikkatli olun. Özellikle dönüşte gece dönüyorsanız burada sollama yapmamaya gayret edin. En fazla yarım saat geciktirir sizi ama canlı ve kimseyi üzmeden varırsınız evinize.
- Siyah araçla gideceklere şimdiden geçmiş olsun. Tozu toprağı taşıyacaksınız maalesef. Ben döner dönmez arabayı yıkattım. 🙂
Bozcaada ile ilgili tespitlerim, düşüncelerim ve önerilerim bunlar. Eğer aklıma gelen farklı şeyler olursa buraya güncelleme olarak eklerim. Umarım ilk defa gidecekler için faydalı bir yazı olmuştur. Fotoğraf özürlü bir insan olduğum için çözünürlük kalitesizliğinin ve kötü fotoğrafların kusuruna bakmayın. 🙂
Değerli bilgi ve deneyimlerinizi bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Çanakkale’de 5 yıl yaşadım gerçekten yaşanacak yerlerden birisi.