Hayatımın En Kötü………..

Ben hayatımın en kötü gecesini yaşadım. Bundan 2 ay önce. Çok zordu. Kör ediyor adamı. Önünü göremiyorsun. Burnunun ucundakini fark etmiyorsun. Perde iniyor sanki.

25 Ocak gecesi, saat 9’a geliyordu. Babam yoğun bakımdaydı.

Ben o gece, hayatımın en kötü haberini aldım babam gibi kanser olan doktordan.

Hayatımda gördüğüm en kötü odaydı orası. Hayatımda gördüğüm en kötü doktor ve en kötü güvenlik görevlisi vardı yanımda.

Hayatımda gördüğüm en kötü sandalyeler ve hayatımda gördüğüm en kötü mobilyalar tekmelenmek ve yumruklanmak için beni bekliyordu ama uğraşmadım bile. Hayatımda gördüğüm en kötü merdivenlerden hayatımda gördüğüm en kötü hastane katına indim. Haberi başkalarına vermek için. Hayatımda gördüğüm en kötü evlattım babamın öldüğünü söylerken. Söyleyemedim gerçi. Sadece sarıldım. Sonra hayatımın en kötü telefon görüşmelerini yaptım. Hayatımda gördüğüm en kötü muhasebe memurunun ve hastane personelinin yüzlerini unutmak için yalvardım. Sonra hayatımda gördüğüm en kötü morga girdim.

Hayatımın en ağır yükünü aldım omuzlarıma, ambulansa koydum. Hayatımın en kötü yağmuruydu o. Üstüme düşerken hiçbir şey hissetmedim. Özledim sadece. Hayatımın en soğuk akşamı oydu bence. Hayatımda gördüğüm en kötü hastaneden çıktım. Hayatımda gördüğüm en kötü arabaya bindim ve hayatımın en uzun araba sürüşünü yaptım. Önümü görmedim. Yağmur öyle yağıyordu ki önümü görmüyordum. Sadece çizgileri takip ettim. Hayatımda gördüğüm en kötü yol çizgileriydi onlar.

Hayatımda gördüğüm en kötü şehre geldim. Hayatımın en kötü sarılmalarını yaşadım o gece ve o sabah. Öyle zorlandım ki… Hayatımın en kötü yüzlerini gördüm. En kötü evet.

Hayatımdaki en kötü ağlamalarımı yaptım. Hayatımdaki en kötü tabut önü duruşumu ve en kötü cenaze namazını kıldım. Hayatımın en kötü mezarlığına gidip, en kötü toprağını attım kendi üstüme.